Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Geze Geze İstanbul: Herhangi Bir Yerde 4

     Geze Geze İstanbul: Herhangi Bir Yerde 4, Deniz Som'un Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde yazdığı röportajlardan derlenen kitaplardan biri. Tepe Tepe İstanbul, Dere Tepe Anadolu, Yedi Tepe İstanbul ve dizinin son kitabı olan Geze Geze İstanbul. Yazar, İstanbul'un semtleri ve anıt yapılarına yer verdiği bu kitapta bizleri farklı noktalara götürüyor.      Pandemi dönemi nedeniyle kitapları hep metroda ev ve iş rotasında okuyordum. Bu kitabı okurken ise uzun zaman sonra Kadıköy'e geçtim, dönüşte vapura bindim. Ardından Pierre Loti tepesine teleferik ile çıktım. Sonuna doğru da Bostancı'dan vapura binip Heybeliada'da aldım soluğu. Kitabın kerameti ile yasakların hafiflemesini birleştirdim sanırım.      Geze Geze İstanbul, bizlere belki de hep gözümüzün önünde olan bazen fark etmediğimiz bazen de görmezden geldiğimiz tarihi ve kültürel dokularımızın başlarından geçenleri anlatıyor. Keyifli bir röportaj diliyle yazılmış olan kitap aslında haftalık köşe yazıların

Murakami'nin Kedisi

     Murakami'nin Kedisi ile İstanbul'da ezoterik bir maceraya hazır mısınız?       Yazar Aylin Oflaz, kitapta yarattığı karakterlerle bana keyifli bir okuma serüveni sundu. Okültizm ve ezoterik bilgilerle çok içli dışlı olmadığım için kitapta bir hata varsa da bunları fark edecek bir bilgi birikimim bulunmuyor. Bu konulara ilgi duyanlar ve bilgi sahibi kişiler için belki de aynı keyifli okuma süreci söz konusu olmayabilir, bu konuda da küçük bir uyarı yapayım. Ama yine de t rcih edilebilecek bir kitap bence. Eğer akışı ve hikayeyi beğenmezseniz sakince elinizdeki kitabı kenara bırakabilirsiniz.      Murakami'nin Kedisi'ne gelecek olursak... Eşi ile tartışan senaryo yazarı Lal, bitkilerine bakması için ona anahtarlarını bırakan arkadaşının evine atıyor kendini. Ezkaza kendisi için pek değerli olan Murakami'nin de bir sonraki gün İstanbul'da bir etkinlikte yer alacağını öğrenen karakterimizin aklı başından gidiyor. Etkinliğin olacağı mekana giden Lal, hayallerind

100 Lakap

100 Lakap * Alınış Velveleri İle Tolga Arvas tarafından hazırlanmış Ağaçkakan Yayınları'nın Hazır Bilgi Serisi'nin üçüncü kitabı. Anason İşleri  Instagram sayfasında gördüğüm 5 TL indiriminden kaptığım kitaplardan biri. Ev ve ofis arasındaki koşturmacada özellikle zihnimi rahatlatmak için keyifle okuduğum bir çalışma oldu. Kitapta kimler yok ki!  Tolga Arvas belli bir tarih aralığına oturtmadan geniş bir yelpazeden bizlere uzak veya yakın zamanda yaşamış kişilerden ve onların aldığı lakaplardan bahsediyor. Özellikle alınış velveleleri ile verilmiş olması daha da keyifli bir okuma olanağı sağlıyor bence. Çünkü manşetlere kadar taşınmış bazı lakaplar var ve bunların nasıl bu kişilere yapıştığının merak edilecek bir detay olduğunu düşünüyorum. Belki de sadece benim kedi meraklı ruhumdandır, bilemiyorum ama sizin için de bu bir merak unsuru ise 100 Lakap tam sizlik. Yazar olabildiğince araştırma yapıp bu lakapların kökenlerinin izini sürmüş. Osmanlı'dan paşalar da var, patroniç

Olmayan Şeyler

     Olmayan Şeyler, Gökhan Yücel'in ilk kitabı. Canım Zeynep'in gönderdiği kitaplardan biri. Beni özellikle pandeminin ruh halinden sıyırıp eğlenceli ve beklenmedik yolculuklara çıkaran bir eser oldu. Kitabı okumadan önce Destek Dükkan'da Zeynep ve yazar Gökhan Yücel'in şahane canlı yayın söyleşisini izledim ve elimdeki kitap bitince ilk okunacak kitap bu olmalı dedim.       Gökhan Yücel, zaten mesleği itibarıyla kelimelerle iç içe olan biri. Blog yazarlığı da yapan yazar, üzerinde uzun süre çalıştığı 'gerçekliği büken garip hikayeler toplaması'nı bizlere Karakarga Yayınları aracılığıyla ulaştırmış. 'Garip, absürt, zihinde şimşek çaktıran kısa hikayeler' olarak tanıtımı yapılan kitapta gerçekten oldukça farklı hikayeler okuyucuyu bekliyor. İlk başta tanıdık bir girişle okuyucuya kendini açmaya başlayan hikayelerde bazen sonunda 'ne, nasıl!' ifadesiyle kalakalıyorsunuz.       Olmayan Şeyler, bizi gerçeklikten alıp olmayacak, olamayacak, keşke o

Kadınlar Vaizi

           Kadınlar Vaizi en sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait. Elimdeki kitap Mavi Çatı Yayınları tarafından basılmış. Kitaba geçmeden önce editleme kısmının beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Kitap editi yapan biri olarak aynı sayfayı defalarca okumanın verdiği göz yorgunluğu, zihnin otomatik olarak doğru algılayıp tamamlaması ve bunun sonucunda bazı harf ve kelime hataları elbette olabilecek durumlar, ama bunun çok fazla olması, konuşma cümlelerinin karman çorman edilmesi ise okuyucunun gerçekten keyfini kaçıracak eksilere dönüşüyor.  İçindekiler sayfası da bulunmuyor kitapta. Bu benim için önemli bir detay, o yüzden ekleme ihtiyacı duydum. Başka bir baskısında bu hataların düzeltilip düzeltilmediğini inceleme şansım olmadı ama alırken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.  Farklı bir yayınevinin de tercih edebilirsiniz.       Kitaba gelecek olursak eğer, kitaba adını veren hikaye ve onu takip eden kısa öykülerden oluşuyor.

Büyü Dükkanı

Büyü Dükkanı da yine Yaşayan Kadınlar tarafından düzenlenecek bir atölye için okuma listeme dahil ettiğim bir kitap oldu. Yeşim Türköz’ün kaleminden çıkan kitap, Epsilon Yayınevi etiketiyle basılmış. Benim elimdeki kitabın 19. baskısıydı ve İstanbul Kelepir Kitabevi 'nden almıştım. Atölye, “Büyü Dükkanı & Erkeklerin Önceliklerinin Toplumsal Analizi Atölyesi” başlığıyla düzenlendi. Kitapta yer alan ‘Harita’ isimli öykünün atölye incelemesinde özellikle seçimlerin cinsiyeti var mı ve geçmişi değiştirebilseydik neleri değiştirirdik diye sorduk kendimize, ben internet bağlantım kesildiği için son 40 dakikayı izleyemedim ama YouTube kanallarında yüklendiğinde telafi edeceğim. İzlemek isteyenler için de buraya linkini bırakacağım.  Atölyeyi yöneten Berna Akdeniz'in kitapla ilgili şu tanımlaması çok hoşuma gitti; "Tam Pazar günü kahve demleyip okunacak bir kitap". Evet bende de bu izlenimi oluşturdu. Her ne kadar metroda işe gidip gelirken okumuş olsam da sanki ılık bi

Kanayak

     Kanayak, Gamze Aslan’ı ilk defa okuduğum eser oldu. Kitap, Can Yayınları tarafından basılmış. Bu kitap ve içindeki hikayeler konusunda gerçekten kafam çok karışık. Sevdim mi, sevmedim mi? Ne hissettim? Çok ayırdına varamıyorum.       Yaşayan Kadınlar tarafından düzenlenen 'Kanayak & Toplumsal Cinsiyet İnşasında Kelimelerin Gücü Atölyesi' kapsamında bir hikayeyi konuşacaktık. Hikaye ise kitapta yer alan “O Bir Ağaçtır Ki Cehennemin Dibinde Çıkar” öyküsü idi. Her gün kullandığımız kelimeler aslında ne anlam ifade ediyor, insanlarda kadın ya da erkek nasıl bir etkiye sahip. Dil ve dildeki kelimeler aslında hayatımızdaki pek çok şeyin inşasında biz farkında olsak da olmasak da o kadar derin bir yere sahip ki. Bu nedenle kadın hareketleri (diğer hareketler de elbette) için, toplumsal cinsiyet ifadeleri, bu ifadelerin değişimi, dönüşümü önemli bir yere sahip. Bir insanın söylemek istediklerini direk ifade etmese bile kelimelerini dolandırdığı yoldan az çok anlamlandırabil