Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Zeki Müren’li Bir Akşamüstü

 Rutin hayattan sıyrılıp nefes almaya kaçtım yine. Bu defa uzaklaşmadım şehirden. Hatta şehrin en işlek yerlerinden birinde zaman yolculuğuna çıktım. Eskilere, Zeki Müren’li yıllara gittim. Aslında iki defa ziyaret ettim sergiyi. Belki bir üçüncüsü bile olacak sergi kaldırılana kadar.  Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde açılan “İşte Benim Zeki Müren” sergisi sayesinde en sevdiğim, dinlemeye doyamadığım sanatçılardan olan Zeki Müren’in yaşamını soludum bir parça. Sergide hayatından ve filmlerinden fotoğraflarla, kendi çizdiği desenlerle, hazırlanan ve duvarda yerini alan kısa kısa anekdotlarla, Müren kokteylinin tarifiyle sizi karşılayan keyifli bir sergiydi. Sergiyi gezerken inceden duyduğunuz şarkıları ise geziye ayrı bir tat katıyor tabi. Salonun bir bölümü Zeki Müren Sineması haline getirilmiş ve hazırlanan mini sinema salonunda gösterim yapılıyor. Tekrar gidebilirsem eğer bu defa mutlaka oturup izleyeceğim. Sergi 20 Aralık 2014 tarihine kadar izlenebilir. Sergide en sevdiğim anekdot

Raftaki Kedi Heybeliada'da

 Şehir, İstanbul bile olsa bazen küçük bir kaçamak yapmak gerek. Hayatın tüm yoğunluğundan ve yorgunluğundan arınmak için. Artık onunla bütünleşen ve bir süre sonra yadırgamadığımız hale gelen trafik ve kalabalığından sıyrılıp sessizliği, sakinliği içine çekmek istiyor insan. Ne yazık ki yeşile, doğaya hasret hale getirildiğimiz İstanbul’dan kaçıp gidesi geliyor insanın. Bu kaçışı Heybeliada istikametinde yaptım ben. Sabah vapuruyla serin deniz havasını içime çeke çeke gittim. Büyükada’yı da sevmiştim ama Heybeliada’nın yeri ayrı oldu benim için. Trafiksizliğin, bol yeşilin ve huzurun bir aynası oldu benim için. Çok sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Müze Evi’ni ziyaret etme planı ile çıkmıştım yola. Pazartesi günleri kapalı yazıyordu fakat cumartesi günü gittiğim halde kapı duvar buldum. Etrafında dolanmama rağmen kimseleri bulamadım. Başka bir güne, ruhumun başka bir kaçamağına kaldı artık. Durum böyle olunca Ruhban Okulu’na götürdüler beni orada oturan bir

Aşka Dair Nesirler

 Beni bu kitaba götüren gittiğim bir sergide fotoğraflardan birinin altına iliştirilmiş dizelerdi. ''Kalplerde heyecan / Bakışlarda korku olduğu zaman güzel / Birbirimize sezdirmemek için çırpınış / Başkaları görmesin diye çabalayış / Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman... Aşk başlamadan güzel...''  Önceden başka şiirlerini okumuştum. Ama o gece o fotoğrafın karşısında beni mıhlayan, sergide ayaklarımın beni sürekli aynı fotoğrafın önüne götürüşü sadece fotoğrafın etkileyiciliği değil bu dizelerle birleştiğinde yarattığı etkiydi. Minik defterime not etmiştim bile dizeleri eve döndüğümde.  Kitaba ulaşmamda epey zahmetli olmuştu. İstiklal'de ve Beyazıt'ta sürekli gittiğim kitapçıları bir günde dolaşıp en sonunda Sahaflar Çarşı'sını gezip kitapçılardan birinde bulduğumda küçük bir çocuk gibi sevinmiştim.  Ümit Yaşar Oğuzcan'a ait kitap, şiirler ve sevdiği kadına yazdığı mektuplardan oluşuyor. Okurken etrafımızda gördüğümüz sanal aşkları tekra