Ana içeriğe atla

Büyü Dükkanı





Büyü Dükkanı da yine Yaşayan Kadınlar tarafından düzenlenecek bir atölye için okuma listeme dahil ettiğim bir kitap oldu. Yeşim Türköz’ün kaleminden çıkan kitap, Epsilon Yayınevi etiketiyle basılmış. Benim elimdeki kitabın 19. baskısıydı ve İstanbul Kelepir Kitabevi'nden almıştım. Atölye, “Büyü Dükkanı & Erkeklerin Önceliklerinin Toplumsal Analizi Atölyesi” başlığıyla düzenlendi. Kitapta yer alan ‘Harita’ isimli öykünün atölye incelemesinde özellikle seçimlerin cinsiyeti var mı ve geçmişi değiştirebilseydik neleri değiştirirdik diye sorduk kendimize, ben internet bağlantım kesildiği için son 40 dakikayı izleyemedim ama YouTube kanallarında yüklendiğinde telafi edeceğim. İzlemek isteyenler için de buraya linkini bırakacağım. 


Atölyeyi yöneten Berna Akdeniz'in kitapla ilgili şu tanımlaması çok hoşuma gitti; "Tam Pazar günü kahve demleyip okunacak bir kitap". Evet bende de bu izlenimi oluşturdu. Her ne kadar metroda işe gidip gelirken okumuş olsam da sanki ılık bir Pazar günü kahvemi demleyip balkona kurulup okumuşum gibi bir lezzet bıraktı. 


Kitaba geçecek olursam, dükkanın satıcısı ve gelen müşterilerinin pazarlıklarını okuyoruz. İşinde artık ehlileşmiş olan satıcımız, daha ufukta bir müşteri belirdiğinde zihnini onunla yapacağı pazarlığa hazırlamaya başlıyor. Her gelen müşteri farklı bir taleple, dükkana ve satıcısına karşı bir yargı ve merakla dükkana giriş yapıyor. Dükkandan almak için geldikleri ve alıp gittikleri ise pazarlığın seyri ile değişiyor.


Büyü Dükkanı, adını bu dükkandan alan bir vadide bulunuyor. Burada, hayatta istenebilecek her şey var. Mucizevi alışverişlerin gerçekleştiği adı gibi büyülü bir mekan. Bu dükkandan en çok istediğiniz şeyi alarak gidebiliyorsunuz. Fakat dükkanın sahibi ile sıkı bir pazarlık yapacağınızı unutmamanız gerekiyor. Büyü Dükkanı’nda para geçmiyor, pazarlıklarda da en çok istediğiniz şeyi almak için nelerden vazgeçebileceğinizi hesaplamanız çok önemli. Toplam sekiz hikayenin yer aldığı kitapta, her birinden farklı bir pazarlığa şahit oluyoruz. Hayatta en çok istedikleri şeye sahip olmak için gelenler, onun için ne kadar büyük bir bedel ödemeye hazır?


Bazı noktalarda okuyucuya klişe gibi gelebilecek satırlar olsa da açıkçası benim zihnimi dinlendirmemi ve hayatımda istediğim, elde ettiğim ya da uğruna çabaladığım şeyler için ödeyebileceğim bedeller hakkında yeniden düşünmeye sevk etti. 


Kitabın arka kapağında ise bize şu soru yöneltiliyor:

“Hayatta en çok istediğiniz şey, hayattan alabileceğiniz en iyi şey midir?” 

Siz ne dersiniz?


Not: Büyü Dükkânı'nda İki Çınar isminde bir de devam kitabı bulunuyor. Bulursam ben de ikinci kitabı edineceğim. 


Keyifli okumalar… 🐾


Büyü Dükkanı

Yeşim Türköz

Epsilon Yayınevi 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Damdaki Kedi

     Damdaki Kedi, bir süredir okuduğum çocuk kitapları arasında yüreğimi en sıcacık yapan diyebilirim. Hem işim gereği hem de açıkçası sevdiğim için çocuk kitapları okuyorum. Akademik metinler, koca koca romanlar ya da kısa da olsa beni derinden etkileyen öykülerin arasında arada bir çocuk kitaplarına sığındığım oluyor. Çocukken okumuş olduğum bazı kitapları yeniden okuyorum hatta. Şeker Portakal’ı, Oz Büyücüsü gibi. Ek olarak içinden kedi geçen bütün metinleri okuma takıntım da beni kedilerin başrolde olduğu farklı öykülere götürüyor. Çocuk kitaplarında da bu konuda oldukça fazla seçenek var. Hayallerimden biri olan kedilerle ilgili bir antoloji hazırlama arzumu da bu şekilde besliyorum. Bir de küçükken çok sevdiğim bir kitabım vardı, yıllarca Bursa’daki evimizdeydi ama sonra kaybolmuş. Kapağını ve hikayeyi yarım yamalak hatırlasam da adını bir türlü anımsayamıyorum. Belki bir gün bir sahaf tezgahında bulurum. Şimdiki ‘ben’ olmamda ve özellikle hayvanlara olan sevgi ve saygımda çok e

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birlik olarak Sanat Ağacı’nı yani evler

Kadınlar Vaizi

           Kadınlar Vaizi en sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait. Elimdeki kitap Mavi Çatı Yayınları tarafından basılmış. Kitaba geçmeden önce editleme kısmının beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Kitap editi yapan biri olarak aynı sayfayı defalarca okumanın verdiği göz yorgunluğu, zihnin otomatik olarak doğru algılayıp tamamlaması ve bunun sonucunda bazı harf ve kelime hataları elbette olabilecek durumlar, ama bunun çok fazla olması, konuşma cümlelerinin karman çorman edilmesi ise okuyucunun gerçekten keyfini kaçıracak eksilere dönüşüyor.  İçindekiler sayfası da bulunmuyor kitapta. Bu benim için önemli bir detay, o yüzden ekleme ihtiyacı duydum. Başka bir baskısında bu hataların düzeltilip düzeltilmediğini inceleme şansım olmadı ama alırken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.  Farklı bir yayınevinin de tercih edebilirsiniz.       Kitaba gelecek olursak eğer, kitaba adını veren hikaye ve onu takip eden kısa öykülerden oluşuyor.