Ana içeriğe atla

Toros Can ile NDS'de piyano gecesi



Toros Can

    Toros Can, 12 Aralık akşamı Notre Dame de Sion Lisesi'nin keyifli salonunda klasik müzikseverlerle buluştu. Piyano resitali ve resital arasında verdiği samimi bilgilerle çaldıkları ile keyifli bir gece geçirmemizi sağlarken klasik müziğe dair yeni bilgiler edinmemize de vesile oldu. Kendisini canlı olarak ilk defa dinlemiş oldum ben de. Enerjik ve samimi tavırlarıyla da beni etkilediğini söylemeliyim. Özellikle çalacağı parçalar ve türleri hakkındaki üst perdeden olmayan samimi açıklamaları konserden aldığım hazzı artırdı. 

    Hem yurt içi hem de yurt dışında birçok okulda akademik kariyerini şekillendiren Prof. Toros Can, sayısız ödül sahibi, pek çok festivalde yer almış ve çeşitli yarışmalarda da jüri üyeliği görevini üstlenmiş. Bundan sonra çalışmalarını takip edeceğim insanlardan biri oldu. 

    Yaklaşık bir saatlik resital, arasız bir şekilde yapıldı. Gecenin programında Bach, Beethoven, Brahms ve Bartok vardı. BİS olarak ise Pugliese ile konser tamamlandı. Toros Can, konseri Bach'ın toccata türündeki bestelerinden parçalarla başlatırken, BİS olarak Puliese'nin tangoları ile bitirdi. Son parçalar çalınırken ise sanatçıya iki dansçı tango yaparak eşlik etti. Müzik ve dansın bir arada olduğu bu keyifli anların tadını da gıpta ile çıkarmak bana kaldı. Bir de BİS olarak çalınan parçaların piyano düzenlemesinin de Toros Can yapmış. 

    Konserin akışı içerisinde çalacağı bir sonraki parça hakkında dinleyicilerine hap bilgiler veren Toros Can, piyanosunun başına oturduğunda ise bu müzik aletiyle nasıl bir ilişkisi olduğunu bence salondaki herkese hissettirdi. Parmakları piyano tuşları üzerinde akarken, o an o salonda bizleri dışlamadan ama müzik aletiyle başka bir bağı olduğunu ben hissettim. Beni bir dinleyici olarak en çok etkileyen şeylerden biri de bu. Sanatçının çaldığı müzik aleti ile bütünleşmesi, bu bütünlüğü bizlere aktarabilmesi... 

    Konser salonunu açarak bizi klasik müzikle buluşturan Notre Dame de Sion Lisesi'ne, hem hap bilgileri hem de piyanosuyla bize keyifli anlar yaşatan Toros Can'a çok teşekkür ederim. Tabii tango performansları ile beni mest eden Nida İnceoğlu ve Batuhan Boy'u da unutmak istemem. Tango beni heyecanlandıran, dans performansını izlemekten de bestelerini dinlemekten de keyif aldığım bir tür. O yüzden programın bu bölümü beni ayrıca etkildi diyebilirim. 

    Lisede yapılan bu konserler klasik müzikseverlere ücretsiz olarak sunuluyor. Yalnızca rezervasyon yaptırmak yeterli. Tabii onun için de pandemi nedeniyle bazı şartları taşımanız gerekiyor. Rezervasyonu ise okulun sitesinden yapabilirsiniz. 


Programı aşağı ekleyeceğim, belki dinlemek isteyenler olur. 

J.S. Bach (1685-1750): Toccata BWV 914 Mi Minör
Prelude / Un poco allegro / Adagio / Fuga: Allegro
Ludwig van Beethoven (1770-1827): Sonata Pathétique No.8 Op.31 Do Minör (1798)
* Grave – Allegro di molto e con brio
* Adagio cantabile 
* Rondo: Allegro
Johannes Brahms (1833-1897)
3 Intermezzi Op.117 (1892)
* Andante moderato
* Andante non troppe e con molto espressione
* Andante con moto
Béla Bartók (1881-1945) : Altı Romen Halk Dansı (1940)

Osvaldo Pugliese (1905-1995), dans ve piyano 
*Recuerdo (1924) (Düzenleme: Toros Can)
*Evaristo Carriego (1969) (Düzenleme: Toros Can)


Keyifli dinlemeler...🐾


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Damdaki Kedi

     Damdaki Kedi, bir süredir okuduğum çocuk kitapları arasında yüreğimi en sıcacık yapan diyebilirim. Hem işim gereği hem de açıkçası sevdiğim için çocuk kitapları okuyorum. Akademik metinler, koca koca romanlar ya da kısa da olsa beni derinden etkileyen öykülerin arasında arada bir çocuk kitaplarına sığındığım oluyor. Çocukken okumuş olduğum bazı kitapları yeniden okuyorum hatta. Şeker Portakal’ı, Oz Büyücüsü gibi. Ek olarak içinden kedi geçen bütün metinleri okuma takıntım da beni kedilerin başrolde olduğu farklı öykülere götürüyor. Çocuk kitaplarında da bu konuda oldukça fazla seçenek var. Hayallerimden biri olan kedilerle ilgili bir antoloji hazırlama arzumu da bu şekilde besliyorum. Bir de küçükken çok sevdiğim bir kitabım vardı, yıllarca Bursa’daki evimizdeydi ama sonra kaybolmuş. Kapağını ve hikayeyi yarım yamalak hatırlasam da adını bir türlü anımsayamıyorum. Belki bir gün bir sahaf tezgahında bulurum. Şimdiki ‘ben’ olmamda ve özellikle hayvanlara olan sevgi ve saygımda çok e

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birlik olarak Sanat Ağacı’nı yani evler

Kadınlar Vaizi

           Kadınlar Vaizi en sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait. Elimdeki kitap Mavi Çatı Yayınları tarafından basılmış. Kitaba geçmeden önce editleme kısmının beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Kitap editi yapan biri olarak aynı sayfayı defalarca okumanın verdiği göz yorgunluğu, zihnin otomatik olarak doğru algılayıp tamamlaması ve bunun sonucunda bazı harf ve kelime hataları elbette olabilecek durumlar, ama bunun çok fazla olması, konuşma cümlelerinin karman çorman edilmesi ise okuyucunun gerçekten keyfini kaçıracak eksilere dönüşüyor.  İçindekiler sayfası da bulunmuyor kitapta. Bu benim için önemli bir detay, o yüzden ekleme ihtiyacı duydum. Başka bir baskısında bu hataların düzeltilip düzeltilmediğini inceleme şansım olmadı ama alırken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.  Farklı bir yayınevinin de tercih edebilirsiniz.       Kitaba gelecek olursak eğer, kitaba adını veren hikaye ve onu takip eden kısa öykülerden oluşuyor.