Ana içeriğe atla

Pera'da Uzun Cuma

    



    Pera Müzesi, gezmeyi en sevdiğim sergi mekanlarından biri. Toplam 5 katlı, İstiklal'in hemen arkasında, nefis bir manzaraya karşı kurulmuş o güzelim İstanbul binalarından biri. Sanatseverleri ağırlamayı seven bu mekan, Çarşamba günleri öğrencilere (Genç Çarşamba), Cuma günleri (Uzun Cuma) ise herkese ücretsiz olarak kapılarını açıyor. Cuma gününün bir başka anlamı ise saat 22.00'a kadar açık olması! Ben özellikle ofisimin konumu ve çalışma saatlerimden dolayı hiç denk gelemiyordum ve o güzelim sergileri kaçırdığım için hayıflanıyordum. Bu sayede haftayı çok keyifli bir şekilde noktalamış oldum. 

    Pera Müze'si pazartesi dışında her gün açık, yalnızca günlere göre çalışma saatleri değişiyor. Sitesinden detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz. Güncel sergi duyurularını ise sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz. 

    Cuma günü işten çıkıp kendimi metroya attım. Maalesef İstiklal'in değişen ve dönüşen yüzü orada yemek yemeyi sevdiğim mekanları da pandemi ile birlikte alıp götürmüş. Yine sevdiğim bir esnaf lokantasında sevgilimle yemeğimizi yiyerek Pera Müzesi'ne geçtik. Güler yüzlü karşılamanın ardından asansöre binip bizi bekleyen eserleri görmek için 5. kata çıktık. 

*

    Üstten aşağı inerek oluşturulan serginin akışında bizi ilk olarak güncel bir sergi olan Yüzleşme karşıladı. Yüzleşme, Yeditepe Üniversite'si öğrenci ve mezunlarının eserlerinden oluşuyor. Sergide birbirinden farklı bölümlere ait eserler var. Sergi, Yeditepe Üniversitesi'nin 25. yılında, okulun Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve mezunlarının üretimlerinden oluşuyor. Serginin küratörlüğünü ise Marcus Graf üstlenmiş. 24 Ekim tarihine kadar devam edecek olan sergide doğa-kent ilişkisi ve birey-toplum konularına ilişkin sorular tartışmaya açılıyor. Farklı disiplinlere ait, farklı çalışma biçimleri ile hayat bulan eserleri ben keyifle gezdim. Hatta bazı eserler beni hipnotize etti diyebilirim. 

*

   Yüzleşme sergisinin ardından aşağı doğru inerken müzenin diğer sergilerine de göz atmanızı tavsiye ederim. Osman Hamdi Bey, Kesişen Dünyalar, Kahve Molası, Ağırlık ve Ölçü Sanatı başlıklı süreli ve daimi sergiler bulunuyor. Farklı disiplinlere ait bu sergileri de keyifle gezeceğinize eminim. Ben daha önce gezmiş olsam da her gittiğimde yeniden geziyorum. 

 Ayrıca başka bir şehirdeyseniz Pera Müze'sindeki sergileri 3 boyutlu da gezebilirsiniz. 

Keyifli seyirler...🐾

*Eserler:

Rasim Aksan
İsimsiz,2020-2021
Kâğıt üzerine sulu boya ve akrilik, 27,9 x 47,1 cm

Haydar Akdağ

H-4, 2017

Tuval üzerine orijinal posta pulları ve buluntu fotoğraf, 40 x 40 cm


Yüzleşme

Pera Müzesi




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Damdaki Kedi

     Damdaki Kedi, bir süredir okuduğum çocuk kitapları arasında yüreğimi en sıcacık yapan diyebilirim. Hem işim gereği hem de açıkçası sevdiğim için çocuk kitapları okuyorum. Akademik metinler, koca koca romanlar ya da kısa da olsa beni derinden etkileyen öykülerin arasında arada bir çocuk kitaplarına sığındığım oluyor. Çocukken okumuş olduğum bazı kitapları yeniden okuyorum hatta. Şeker Portakal’ı, Oz Büyücüsü gibi. Ek olarak içinden kedi geçen bütün metinleri okuma takıntım da beni kedilerin başrolde olduğu farklı öykülere götürüyor. Çocuk kitaplarında da bu konuda oldukça fazla seçenek var. Hayallerimden biri olan kedilerle ilgili bir antoloji hazırlama arzumu da bu şekilde besliyorum. Bir de küçükken çok sevdiğim bir kitabım vardı, yıllarca Bursa’daki evimizdeydi ama sonra kaybolmuş. Kapağını ve hikayeyi yarım yamalak hatırlasam da adını bir türlü anımsayamıyorum. Belki bir gün bir sahaf tezgahında bulurum. Şimdiki ‘ben’ olmamda ve özellikle hayvanlara olan sevgi ve saygımda çok e

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birlik olarak Sanat Ağacı’nı yani evler

Kadınlar Vaizi

           Kadınlar Vaizi en sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait. Elimdeki kitap Mavi Çatı Yayınları tarafından basılmış. Kitaba geçmeden önce editleme kısmının beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Kitap editi yapan biri olarak aynı sayfayı defalarca okumanın verdiği göz yorgunluğu, zihnin otomatik olarak doğru algılayıp tamamlaması ve bunun sonucunda bazı harf ve kelime hataları elbette olabilecek durumlar, ama bunun çok fazla olması, konuşma cümlelerinin karman çorman edilmesi ise okuyucunun gerçekten keyfini kaçıracak eksilere dönüşüyor.  İçindekiler sayfası da bulunmuyor kitapta. Bu benim için önemli bir detay, o yüzden ekleme ihtiyacı duydum. Başka bir baskısında bu hataların düzeltilip düzeltilmediğini inceleme şansım olmadı ama alırken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.  Farklı bir yayınevinin de tercih edebilirsiniz.       Kitaba gelecek olursak eğer, kitaba adını veren hikaye ve onu takip eden kısa öykülerden oluşuyor.