Ana içeriğe atla

Piyano ve Kemanın Notalarla Dansı

    

    


    İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali / Akademi Festival İstanbul kapsamında dün gece Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Svetlin Roussev ve Elena Rozanova'yı dinleme fırsatı yakaladım. Ailemizin sahafı Erdem Bey'in davetiyle katıldığım bu festival konseri kulağımda müthiş bir tını bıraktı. Pandemi nedeniyle o kadar uzun zamandır bir konsere gitmemiştim ki, işten çıkıp yola düşünce mutluluktan koştum diyebilirim. Konser salonuna girince bir kez daha konsere ve tiyatroya gitmeyi ne kadar özlediğimi fark ettim. 

    Salonun girişinde önce HES kodumuzu, ardından da QR kodlu biletlerimizi gösterdik. Bir kişi boşluklu hazırlanan oturma düzeninde kendi koltuklarımızı bularak konseri beklemeye başladık. Böyle güzel bir konserin izleyicisinin az ve salonun bu kadar boş olması biraz içimi burksa da uzun zaman sonra konsere gitmenin mutluluğuna odaklandım. 

    Konser esnasında pandeminin dijital bağımlılığı ne kadar artırdığını yeniden görmüş oldum. Önceden konserde, tiyatroda yine insanlar paylaşım yapmak için çekim yapardı ama çekip telefonlarını kenara bırakırdı. Bu defa gözlemlediğim şey, konser devam ederken (özellikle aradan sonraki bölümde) insanların telefonlarındaki çeşitli uygulamalarda dolaşması oldu. Dijital bağımlılığımızın artmasıyla, sosyal medya platformlarında olup biteni kaçırmayalım diye asıl içinde bulunduğumuz anı kaçırıyoruz ve bunun farkına bile varamıyoruz. Hepimizin ara ara teknoloji detoksu yapmasının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha farkına vardım kendi adıma. Bu kadar serzeniş yeter, şimdi kulaklarımın pasını silen konsere geçebilirim. 

    Bir müzik eleştirmeni olmadığım için yalnızca konserin akışı ve hissettiklerimden bahsedeceğim. İki Rus müzisyeni sahnede buluşturan resital benim için çok keyifli geçti. Bu keyifli resitalde kemanda Svetlin Roussev, piyanoda ise Elena Rozanova'yu dinledik. İki müzisyenin birbiri ile uyumu çok iyiydi. Program akışı ise Kreisler, Grieg ve Saint Saens şeklindeydi. Konserin sanat yönetmeni Nil Kocamangil, direktörü ise Aycan Altungül'dü. Sahne dekoruyla göze, resital ile kulaklara hitap den bu keyifli akşamdan yüzümde gülümseme ile ayrılmış oldum. Roussev ve Rozanova konserin bitişinde aldıkları yoğun alkışla yeniden sahneye gelip dinleyicileri tekrar selamladılar ve bir BİS ile resitali sonlandırdılar. 

    İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali /  Akademi Festival İstanbul etkinleri 2 Ekim 2021 tarihine kadar devam ediyor. Cemal Reşit Rey internet sitesinden ya da sosyal medya hesaplarından etkinlik detaylarına ulaşabilirsiniz. Dolu dolu bir programla müzikseverleri bir araya getirecek olan CRR'nin diğer etkinliklerine de göz atmayı unutmayın derim. 

Keyifli seyirler...🐾

İstanbul Uluslararası Oda Müziği Festivali / Akademi Festival İstanbul 

Cemal Reşit Rey Konser Salonu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Damdaki Kedi

     Damdaki Kedi, bir süredir okuduğum çocuk kitapları arasında yüreğimi en sıcacık yapan diyebilirim. Hem işim gereği hem de açıkçası sevdiğim için çocuk kitapları okuyorum. Akademik metinler, koca koca romanlar ya da kısa da olsa beni derinden etkileyen öykülerin arasında arada bir çocuk kitaplarına sığındığım oluyor. Çocukken okumuş olduğum bazı kitapları yeniden okuyorum hatta. Şeker Portakal’ı, Oz Büyücüsü gibi. Ek olarak içinden kedi geçen bütün metinleri okuma takıntım da beni kedilerin başrolde olduğu farklı öykülere götürüyor. Çocuk kitaplarında da bu konuda oldukça fazla seçenek var. Hayallerimden biri olan kedilerle ilgili bir antoloji hazırlama arzumu da bu şekilde besliyorum. Bir de küçükken çok sevdiğim bir kitabım vardı, yıllarca Bursa’daki evimizdeydi ama sonra kaybolmuş. Kapağını ve hikayeyi yarım yamalak hatırlasam da adını bir türlü anımsayamıyorum. Belki bir gün bir sahaf tezgahında bulurum. Şimdiki ‘ben’ olmamda ve özellikle hayvanlara olan sevgi ve saygımda çok e

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birlik olarak Sanat Ağacı’nı yani evler

Kadınlar Vaizi

           Kadınlar Vaizi en sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait. Elimdeki kitap Mavi Çatı Yayınları tarafından basılmış. Kitaba geçmeden önce editleme kısmının beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Kitap editi yapan biri olarak aynı sayfayı defalarca okumanın verdiği göz yorgunluğu, zihnin otomatik olarak doğru algılayıp tamamlaması ve bunun sonucunda bazı harf ve kelime hataları elbette olabilecek durumlar, ama bunun çok fazla olması, konuşma cümlelerinin karman çorman edilmesi ise okuyucunun gerçekten keyfini kaçıracak eksilere dönüşüyor.  İçindekiler sayfası da bulunmuyor kitapta. Bu benim için önemli bir detay, o yüzden ekleme ihtiyacı duydum. Başka bir baskısında bu hataların düzeltilip düzeltilmediğini inceleme şansım olmadı ama alırken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.  Farklı bir yayınevinin de tercih edebilirsiniz.       Kitaba gelecek olursak eğer, kitaba adını veren hikaye ve onu takip eden kısa öykülerden oluşuyor.