Ana içeriğe atla

Zeki Müren’li Bir Akşamüstü



 Rutin hayattan sıyrılıp nefes almaya kaçtım yine. Bu defa uzaklaşmadım şehirden. Hatta şehrin en işlek yerlerinden birinde zaman yolculuğuna çıktım. Eskilere, Zeki Müren’li yıllara gittim. Aslında iki defa ziyaret ettim sergiyi. Belki bir üçüncüsü bile olacak sergi kaldırılana kadar.

 Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde açılan “İşte Benim Zeki Müren” sergisi sayesinde en sevdiğim, dinlemeye doyamadığım sanatçılardan olan Zeki Müren’in yaşamını soludum bir parça. Sergide hayatından ve filmlerinden fotoğraflarla, kendi çizdiği desenlerle, hazırlanan ve duvarda yerini alan kısa kısa anekdotlarla, Müren kokteylinin tarifiyle sizi karşılayan keyifli bir sergiydi. Sergiyi gezerken inceden duyduğunuz şarkıları ise geziye ayrı bir tat katıyor tabi. Salonun bir bölümü Zeki Müren Sineması haline getirilmiş ve hazırlanan mini sinema salonunda gösterim yapılıyor. Tekrar gidebilirsem eğer bu defa mutlaka oturup izleyeceğim. Sergi 20 Aralık 2014 tarihine kadar izlenebilir. Sergide en sevdiğim anekdotlardan biri şu oldu Zeki Müren’in, yine kendisine ve şarkılarına bayıldığım Müzeyyen Senar için söyledikleri;

“Koyu Müzeyyenciyim. Müzeyyen Hanım’la duygu gelmiştir müziğimize. Beni ilk duygulandıran, tüylerimi diken diken yapan, bir kadeh içirtip efkâr dağıttıran ses, Müzeyyen Senar’ın sesidir.”

Keyifle gezmeniz dileğiyle…

YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ

Açık olduğu saatler:
Hafta içi: 10:00 - 19.00
Cts. 10:00-19:00 / Pz. 13:00 – 19:00



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Damdaki Kedi

     Damdaki Kedi, bir süredir okuduğum çocuk kitapları arasında yüreğimi en sıcacık yapan diyebilirim. Hem işim gereği hem de açıkçası sevdiğim için çocuk kitapları okuyorum. Akademik metinler, koca koca romanlar ya da kısa da olsa beni derinden etkileyen öykülerin arasında arada bir çocuk kitaplarına sığındığım oluyor. Çocukken okumuş olduğum bazı kitapları yeniden okuyorum hatta. Şeker Portakal’ı, Oz Büyücüsü gibi. Ek olarak içinden kedi geçen bütün metinleri okuma takıntım da beni kedilerin başrolde olduğu farklı öykülere götürüyor. Çocuk kitaplarında da bu konuda oldukça fazla seçenek var. Hayallerimden biri olan kedilerle ilgili bir antoloji hazırlama arzumu da bu şekilde besliyorum. Bir de küçükken çok sevdiğim bir kitabım vardı, yıllarca Bursa’daki evimizdeydi ama sonra kaybolmuş. Kapağını ve hikayeyi yarım yamalak hatırlasam da adını bir türlü anımsayamıyorum. Belki bir gün bir sahaf tezgahında bulurum. Şimdiki ‘ben’ olmamda ve özellikle hayvanlara olan sevgi ve saygımda çok e

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birlik olarak Sanat Ağacı’nı yani evler

Kadınlar Vaizi

           Kadınlar Vaizi en sevdiğim yazarlardan biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait. Elimdeki kitap Mavi Çatı Yayınları tarafından basılmış. Kitaba geçmeden önce editleme kısmının beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını söyleyebilirim. Kitap editi yapan biri olarak aynı sayfayı defalarca okumanın verdiği göz yorgunluğu, zihnin otomatik olarak doğru algılayıp tamamlaması ve bunun sonucunda bazı harf ve kelime hataları elbette olabilecek durumlar, ama bunun çok fazla olması, konuşma cümlelerinin karman çorman edilmesi ise okuyucunun gerçekten keyfini kaçıracak eksilere dönüşüyor.  İçindekiler sayfası da bulunmuyor kitapta. Bu benim için önemli bir detay, o yüzden ekleme ihtiyacı duydum. Başka bir baskısında bu hataların düzeltilip düzeltilmediğini inceleme şansım olmadı ama alırken bunu göz önünde bulundurmanızı tavsiye ederim.  Farklı bir yayınevinin de tercih edebilirsiniz.       Kitaba gelecek olursak eğer, kitaba adını veren hikaye ve onu takip eden kısa öykülerden oluşuyor.