Ana içeriğe atla

Yedi Kadın - 7 Kadın



    Yedi Kadın ya da kapaktaki ismiyle 7EDİ KADIN, yazar Lydie Salvayre’nin edebiyat tarihinde emekleriyle yer almış 7 farklı kadını, 7 farklı yazarı anlatıyor. Yazmaktan uzaklaştığı okumaya ise bir o kadar düşkünlüğünün artttığı bir dönemde filizleniyor bu kitabın da tohumları. Bu yedi kadın yazarın hayatlarına dair öğrendiği küçük ayrıntılar onu nasıl heyecanlandırdıysa bu bilgileri paylaşmak için de o kadar heyecanlanıp bizi bu kitapla bir yolculuğa çıkartıyor. 


    Peki, kim bu 7 kadın? ‘Sunmak için nasıl bir sıralama yapsam’ diye soruyor kendine Lydie Salvayre ve ‘dikkate alınır bir kıstas bile öne süremeden, tereddütsüz şu sıralamayı yapıyor’ önsözde, Emily Bronte, Djuna Barnes, Sylvia Plath, Colette, Marina Tsvetaeva, Virginia Woolf ve Ingeborg Bachmann.


    Yedi Kadın, benim de kitapları vasıtasıyla tanıdığım(?), ismen bildiğim ya da bu kitap sayesinde tanımış olduğum dünya edebiyatında kült bir yere sahip, çoğu ölümünden sonra yapıtları alkışlanıp yere göğe sığdırılamayan kadınlar. Klasik bir biyografi kitabından daha farklı şekilde hazırlanmış bu kitabı kısa bir sürede işe gidip gelirken okudum. Yedi farklı kadın için hazırlanan bu kitap, 7 başlık - 7 bölümden oluşuyor. Kronolojik bir şekilde yazarların doğumlarından ölümlerine bir anlatım yok. Daha çok o bölümdeki yazarın hayatına, kalemine dokunmuş anlara, kişilere ya da olaylara odaklanılarak biraz farklı bir biyografi sunuyor. Bir yazarın babasının ölümünün onu ne kadar etkilediğine değinilirken, bir diğerinde ise büyük aşkının peşinden Paris sokaklarında sabahlara kadar dolaşmasını okuyabiliyoruz. 


    Bu yönden kitap, ele aldığı yedi kadının alışılmış biyografilerinden daha fazlasını sunuyor. Açıkçası ben kitap ve yazar hakkında bilgim olmadan sevdiğim Atlas Sahaf’ın sayfasında görüp ayırtmıştım. Görseli ve başlığıyla adı geçen yazarların hikayelerinden oluşan bir eser diye düşünmüştüm alırken ama iyi ki karşılaşmışım. Tahminimden tamamen farklı bir kitap olsa da keyifle okudum. Djuna ve Marina ile tanıştım. Diğer yazarlarla ilgili de hayatlarına dair bambaşka detaylar öğrendim. 


    Özellikle erkek egemen bir edebiyat dünyası içerisinden kendi varlıklarını oluşturmaya çalışan ve yazın mücadeleleri ile ayakta kalmayan çabalayan 7 kadın. Kitap, en başta saydığım 7 kadının eğitim hayatlarından, çocukluklarından, aile içi ilişkilerinden, aşklarından, edebiyat çevresindeki tecrübelerinden kesitler sunuyor. Belki biraz dağınık ama bence karmaşıklaştırmadan yapıyor. Dili ve anlatım biçimiyle bana oldukça akıcı geldi. Çevirisini yapan Atakan Karakış’ın da bu açıdan emeğine sağlık. 


    Kitaplarını okuduğunuz yazarların hayatlarına dair farklı detaylar öğrenmek isterseniz ya da onları ve edebi kişiliklerini oluşturan kırılma noktalarını merak ediyorsanız tavsiye ederim. 


Keyifli okumalar… 


Yedi Kadın - 7 Kadın  


Lydie Salvayre

 

Çeviren: Atakan Karakış 


Alakarga Yayıncılık / alakarga DÜŞÜNCE 



Yorumlar

  1. Bu harika bilgilendirme için teşekkür ederim. İlk fırsatta okuyacağım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, umarım siz de keyifle okursunuz... :) 🐾

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Holiday

Selamlar, bu hafta bir filmde bahsetmek istiyorum, The Holiday. Romantik komedi formatındaki filmin başrollerini Kate Winslet, Cameron Diaz, Jude Law ve Miles Dumont paylaşıyor.  2006 yapımı olan filmde, birbirlerinden çok farklı hayatlar süren Amanda ve Iris, tatil için evlerini değiştiriyor. Biri İngiltere’deki şömineli küçük bir kasaba evine geçerken, diğeri ise Amerika’daki son derece lüks evin yolunu tutuyor.  Amanda, Amerika’da yaşıyor ve film fragmanları hazırlıyor. Iris ise İngiltere’de bir gazeteci. Yaşadıkları ya da yaşayamadıkları ilişkilerindeki sorunlardan dolayı uzaklaşmak istiyorlar. Bu yeni mekan ve çevrelerde karakterler konfor alanlarından çıkıyor ve yeniliklere kendilerini açıyor. Film, zaten dönem olarak kışı baz aldığı için battaniye ve sıcak çikolata ile izlenesi bir yapım bence. Bana pozitif enerji veren keyifli bir film oldu. Siz izlediniz mi? Film hakkındaki düşünceleriniz neler?

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birli...

Benküre / Planet I?

Yapay Zeka sanatına hazır mıyız? Bu sergi sayesinde haberim olan mekan Zülfaris Karaköy, Odeabank’ın dijital ve yeni medya sanatına odaklanan O’art platforumu tarafından gerçekleştirilen Benküre / Planet I? sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi eserleri, heykeltıraş  @handesekerciler  ve yeni medya sanatçısı  @ardayalkin ’dan oluşan sanatçı ikilisi  @wearehaar ’ın disiplinler arası çalışmalarından oluşuyor.   Mekanın bahçesinde bir heykel yerleştirmesi sizi karşılarken, ilk katı müziğe, üst katı ise heykel, resim ve vitray çalışmalarına ayrılmış. Sergide, mermer, cam, metal gibi geleneksel malzemeleri ışık, ses, ekran, bilgisayar yazılımları, yapay zekâ gibi teknolojik araçlarla birleştirilmiş.  Yapay zekanın yaratma ve sanatsal beceriler gösterebilmesi fikri bana biraz korkutucu gelse de benim için ilginç bir deneyimdi. Umarım mekan güzel bir dönüşüm yaşar ve ilginç sergilere ev sahipliği yapar. Meraklılarına tavsiye ederim.  ...