Ana içeriğe atla

Metal



Metal, benim hayatımda çok özel bir yere koyduğum Murathan Mungan imzalı bir şiir kitabı. Şiir kitapları söz konusu olduğunda çok fazla söz söyleyemiyorum. Çünkü şiir, düzyazıya göre kanaatimce ucu daha açık, okuyucuya biraz daha alan tanıyan bir edebiyat türü. Çünkü birbiri ardına sıralanan kelimeler artık yazarın kaleminden çıkmış, okuyucunun hayal gücüne ve ne anlamak istediğine göre biraz farklı şekiller alabiliyor. Aynı şiirde biri hüzünlenirken, başka biri umut dolabilir. Bu nedenle eğer Murathan Mungan’ı ve onun şiirlerini seviyorsanız, Metal de okuma listenize girmeli diye düşünüyorum. 

Mungan, düzyazı ve şiir dilinde farklı kalemlere sahip kanaatimce. Ben özellikle düzyazılarına daha fazla meylediyorum diyebilirim. Ama Yalnızlar Operası’nın da bende yerinin ayrı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Metal, Metis Yayınları tarafından basılan ve Mungan’ın 1990-1994 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşuyor. Kitabın ilk baskısı da 1994 yılında yapılmış. Ek olarak şöyle bir not düşülmüş Metis Kitap sitesinde, “Kitap yayımlandığında Mungan okurları için tam bir şenlik oluşturdu, çünkü daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış 62 şiir vardı Metal’de.


Bazı şiirlerde yazıldığı tarihin yanına nerede yazıldığı da eklenmiş. Bir şehirde Mungan’ın kaleminden dökülmeye başlayan satırlar, başka bir şehirde hatta bambaşka bir ülkede şiire dönüşmüş. Bu detay şiirleri okurken beni farklı düşüncelere götürdü o yüzden burada da belirtmek geldi içimden. Yazılan şiirin izini sürmüşüm gibi hissettirdiği için belki de…


Kitaba ismini veren şiirden bir alıntı bırakmak istiyorum;


pencerede kedi yalnızlığı
metal bir ay fener
böyle gecelerde yağmurun sesi
kağıt hışırtısına benzer
ışık yıllarının hızında
yedi askı daha asılı yıldızlara
takıyorum kulaklıklarımı
dalmaya ve uçmaya hazır
iki kişi olarak
bölündüğüm yerde
hard’n’heavy slowları
yer değiştiriyor içimde bütün kişilikler
tek başıma oynadığım çin ruleti
bir jeton, bir zıpkın

Aynı anda işliyor
kaatil ile maktûl arasındaki en kısa yol
kalkış takımları infilak ediyor
dans bittiğinde hepimiz ölecek
büyük plato bildiriyor koşulları:
tek kişilik düello bir metal tango!



Keyifli okumalar… 


Metal


Murathan Mungan

Metis Yayınları


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Holiday

Selamlar, bu hafta bir filmde bahsetmek istiyorum, The Holiday. Romantik komedi formatındaki filmin başrollerini Kate Winslet, Cameron Diaz, Jude Law ve Miles Dumont paylaşıyor.  2006 yapımı olan filmde, birbirlerinden çok farklı hayatlar süren Amanda ve Iris, tatil için evlerini değiştiriyor. Biri İngiltere’deki şömineli küçük bir kasaba evine geçerken, diğeri ise Amerika’daki son derece lüks evin yolunu tutuyor.  Amanda, Amerika’da yaşıyor ve film fragmanları hazırlıyor. Iris ise İngiltere’de bir gazeteci. Yaşadıkları ya da yaşayamadıkları ilişkilerindeki sorunlardan dolayı uzaklaşmak istiyorlar. Bu yeni mekan ve çevrelerde karakterler konfor alanlarından çıkıyor ve yeniliklere kendilerini açıyor. Film, zaten dönem olarak kışı baz aldığı için battaniye ve sıcak çikolata ile izlenesi bir yapım bence. Bana pozitif enerji veren keyifli bir film oldu. Siz izlediniz mi? Film hakkındaki düşünceleriniz neler?

Valizdeki Kedi

     Valizdeki Kedi, Göktuğ Canbaba tarafından yazılmış, Sedat Girgin tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı. Evinde miskin bir şekilde uyuklayıp, hayatını bu şekilde geçiren Kiki isimli bir kedinin birden kendisini Paris sokaklarını arşınlarken bulmasını anlatıyor. Sevgili Kikiciğimiz o miskin halinden kurtulup, Paris’te ne işlere bulaştırıyor patilerini.        Bir halı pisisi olan Kiki, bir anda kendini Paris sokaklarında kehanet pisisi olarak buluveriyor. Kedilerle fareler arasındaki savaşı bitirmeye çalışan Kiki, birden sorunlarını unutup Sanat Ağacı’nın hayatını kurtarmaya adıyor kendini. Sanat Ağacı üstte sanatçı kedilere, köklerinde ise farelere kendini yuva yapmış bir ağaç. Bir gün bu ağacı kesmek isteyen biri çıkıyor. Kediler fareleri, fareler ise kedileri suçluyor bu işte. Ama Kiki aslında onların ayrı olmadıklarını birlikte çalışarak ağaçlarını yani evlerini kurtarabileceklerine onları ikna etmeye çalışıyor. Kiki, kediler ve fareler birli...

Benküre / Planet I?

Yapay Zeka sanatına hazır mıyız? Bu sergi sayesinde haberim olan mekan Zülfaris Karaköy, Odeabank’ın dijital ve yeni medya sanatına odaklanan O’art platforumu tarafından gerçekleştirilen Benküre / Planet I? sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi eserleri, heykeltıraş  @handesekerciler  ve yeni medya sanatçısı  @ardayalkin ’dan oluşan sanatçı ikilisi  @wearehaar ’ın disiplinler arası çalışmalarından oluşuyor.   Mekanın bahçesinde bir heykel yerleştirmesi sizi karşılarken, ilk katı müziğe, üst katı ise heykel, resim ve vitray çalışmalarına ayrılmış. Sergide, mermer, cam, metal gibi geleneksel malzemeleri ışık, ses, ekran, bilgisayar yazılımları, yapay zekâ gibi teknolojik araçlarla birleştirilmiş.  Yapay zekanın yaratma ve sanatsal beceriler gösterebilmesi fikri bana biraz korkutucu gelse de benim için ilginç bir deneyimdi. Umarım mekan güzel bir dönüşüm yaşar ve ilginç sergilere ev sahipliği yapar. Meraklılarına tavsiye ederim.  ...