Mitoloji, Haldun Taner imzasıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan ve içerisinde 1977 Milliyet Çocuk dergisinde yayımlanmış yazılardan oluşuyor. Haldun Taner, dilini ve üslubunu çok sevdiğim bir yazardır aslında ama bu kitabında biraz hayal kırıklığı yaşadığımı belirtmem gerekiyor. Bazı ifadeleri görünce kitaplarını severek okuduğum Haldun Taner'e mi ait bu cümleler diye düşünmedim değil. Hem bir çocuk dergisinde yayımlandığı hem de özellikle kadınlara yönelik kullanılan sıfatlar beni şaşkına çevirdiği için kendimi sorgulama gereği hissettim. Severek okuduğum bu yazarın diğer kitapları da böyleydi aslında ama benim hassasiyetlerim arttığı için mi bu kitapta daha fazla rahatsızlık hissettim, yoksa bu kitaba özel bir durum mu var? Bunu anlayabilmek için başka kitaplarını bu ayrım zihnimdeyken okuyacağım.
Aslında kitabı yayınevinin kendi dükkanında gördüğümde, arka kapağını okuyup çok heyecanlanmıştım. Mitoloji -en azından benim gözlemleyebildiğim kadarıyla- ülkemizde çok merak konusu olan bir başlık değil. Haldun Taner ise kitapta önce mitoloji neye yarar sorusunun cevabını veriyor ve biraz tanrıları tanıtıp ardından da Troya ve Akhalılar arasındaki savaşı anlatmaya geçiyor. İlk odaklandığım nokta Haldun Taner'e hak verdiğim ve heyecanladığım mitolojinin neye yarayacağı konusuydu.
Yazar, anlatısına başlamadan önce mitolojinin bizi geçmişin zengin bir hayal dünyası ile tanıştıracağına ve günlük dilimizi de bu bilgilerle renklendirip canlandıracağımıza değiniyor. Bu noktada haklılık payı çok yüksek, bu sayede olaylara daha farklı perspektiflerden bakabilmemizi, değerlendirebilmemizi ve benzetmelerle de dilimizi zenginleştirebileceğimizi düşünüyorum.
Metne gelecek olursak, aslında içeriğini daha farklı hayal etmiştim ben, olaylar çevresinde değil de karakterler, canlı ve cansız mitolojik unsurları belki biraz daha didaktik bir tanımlamalar -ama sıkıcı değil- şeklinde zihnimde kurgulamıştım. Sanırım daha çok kimdir, nedir şeklinde bir kurgu düşünmüştüm.
Ön ve son sözde Taner, mitoloji başlığını İlyada mitinden yola çıkarak farklı kaynaklar kullanarak özetlediğini belirtiyor. Ben de okur olarak başka bir şey hayal etmiş olsam bile metnin aslında bu kurgulanışı da hoşuma gitti. Milliyet'te yayınlandığı dönem için Odysseia destanına da değinmek istediğini belirtmiş, o dönem ama yayınlandı mı bilemiyorum, yayınlandıysa bir devam kitabı gelir mi emin değilim. Kitabı resimleyen Cem Kızıltuğ, ki bence çizimler ve metin birbiriyle çok uyumlu olmuş. Kızıltuğ'un çizimleri ve metin oldukça başarılı bir birliktelik çıkarmış.
Kitabın bazı baskılarında başlık olarak 'Çocuklar İçin' ifadesiyle verilmiş, benim elimdeki baskı bu şekilde değildi o yüzden aralarında bir baskı farkı var mı inceleyemedim. Çocuklar için başlığıyla verilen kitapta, en azından kapağında, belli bir yaş kriteri belirtilmemiş. Benim okuduğum kitap özelinde ise pedagojik olarak çok fazla çocuklara uygun olacağını düşünmüyorum. Belki bir baskı değişikliğinde o ifade kaldırılıp daha genel bir kitleye ulaşmak hedeflenmiş olabilir yine de ailelerin çocuklarına okumadan önce kendilerinin göz atmasını tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder